31 Ekim 2023 Salı

Sizin El Üstünde Taşıdıklarınız Sizi El Üstünde Taşıyor Mu?

Sizin El Üstünde Taşıdıklarınız Sizi El Üstünde Taşıyor Mu? 

Bu sabah haberleri okuduğum bir internet sitesinde karşıma ilginç ama dikkat çeken bir haber çıktı. "Burası Türkiye Cumhuriyeti" Diye.

Merak ettim ve okumak için dokundum. Haber şu şekildeydi. İstanbul Kadıköy Bağdat Caddesinde yer alan apple marka cep telefonu mağazası 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'ndan dolayı mağazaya Türk Bayrağını asmaması vatandaşların tepkisine neden oldu. Bağdat Caddesinde bulunan vatandaşlar tarafından mağazanın camlarına Türk bayrakları asıldı.


İnsanların yeni modeli piyasaya çıkan bu telefon markasının cihazını almak için geceden kuyruğa girdiği ve kapısında beklediği, insanların ellerinden düşürmedikleri ve bir ayrıcalık olarak gördükleri bu dünya devi marka(apple) senin ve milletin için çok önemli olan milli bayramına karşı en ufak bir hassasiyeti ve saygısı bulunmamaktadır.
Tenezzül edip, şanlı Türk Bayrağını mağazalarına asmayı bile gerek görmemişler.



100 yıl önce bir çok zorluk ve yokluğa rağmen kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100 senedir her türlü sıkıntıya rağmen dimdik ayakta kalmayı başarmıştır. Bu başarıyı kutlamak ve tebrik etmek bu topraklar üzerinde bulunan herkesin birinci görevi olmalıdır.


Geldiğin ülkenin Menşei ne olursa olsun, eğer ki bu ülkede her hangi bir faaliyette bulunuyorsan bu ülkenin milli ve manevi değerlerine göre hareket etmelisiniz.

Değerli dostlar özellikle küresel piyasalarda yer alan ve sermayeleri ülkelerin sermayesi büyüklüğüne ulaşmış bu dev şirketlerin maalesef manevi sermayeleri yok olmuştur. Burada biz vatandaşlara büyük bir sorumluluk düşmekte.


Bizlerin her türlü değerlerimize ve hassasiyetlerimize önem vermeye bu tür küresel markalara vatandaş olarak tepkimizi dile getirmeliyiz. Çünkü bu tür markaların en büyük ekonomik gücü olan bizler yani müşterileriz. Bizlerin göstereceği tepkiler onlar için daha çok kaygı verici olmaktadır.

Gerek sosyal medya platformlarını kullanarak, gerek İnternet sitelerine yazacağımız geri dönüş bildirimleri ile gerekse mağazalarına gidip yazılı şikayette bulunarak onların milli ve manevi değerlerimize, bayramlarımıza daha hassas davranmalarını sağlayabiliriz.

Vesselam...



24 Ekim 2023 Salı

Elinde Taşıdığın Dünya Kupası Değil!

Elinizde Dünya kupasını andırır şekilde taşıdığınız ve ismini dile getirmekten imtina duyduğum o malum kahve markasının iki yüzlülüğünü 6-7 şubat depremlerin de gördük.


Ayrıca dünyanın en popüler ve en pahalı telefon markası  (elma figürlü)  üreticinin en büyük pazarından olan Türkiye'nin yaşamış olduğu o felakette hiçbir yardım faaliyetinde bulunmaması ne kadar tuhaf değil mi?


Gel gelelim bu gün orta doğu coğrafyasında küresel güçlerin müslümanlara karşı başlatmış olduğu topyekün savaş ortada iken halen küresel dünyanın sömürgecileri ve kemirgenleri olan bu markaların ürünlerini kullananlara sesleniyorum.


Zalim zalimliğini insanlık tarihi boyunca yapmıştır. Peki sen bu zalimin yaktığı ateşe bir tas su dökebiliyor musun?

Onun karşısında durabiliyor musun?
Bulunduğun ortamda sesini yükseltebiliyor musun?
Şatafatlı hayatına devam mı ediyorsun yoksa farkındalık oluşturmak adına ufak bir adım atabiliyor musun?

 
Bombalar arasında hayatlar bir bir sönerken sen hala kafelerin ışıltılı ışıkları altında üzerinde isminin yazılı olduğu yeşil kahve bardağında ismini bile söyleyemediğim kahveni mi yudumluyorsun?


Eğer bizler haksızlık karşısında susan şeytan olursak, bugün Filistin'e yağan bombalar yarın İstanbul'a, Ankara'ya veya Mekke ile Medine'ye yağar.

Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var. Rabbim er yada geç bu ateşi söndürecektir ama senin eline alacağın kovayla bu ateş söner.

Vesselam... 

17 Ekim 2023 Salı

SAVAŞIN KAYBEDENİ


Dünya tarihi incelendiği vakit hiç bir dönem yoktur ki yer yüzünde savaşın, kaosun, çatışmanın ve göz yaşının olmadığı bir dönem yoktur.

İnsanoğlu ilk kanı döktüğü Habil ve Kabil'den bu yana her daim iktidar ve güç kazanma mücadelesi içerisindedir.
Bu mücadele devam ettiği müddetçe mutlaka birileri galip veya mağlup konumunda olmaktadır.

Halbuki galip olan yalnızca Allah (A.C)'dir.
Geriye kalan her varlık mağlup olmaya mahkumdur. Çünkü gerçek anlamda güç ve kudret yalnızca ona aittir.

Bugün dünya üzerinde ve yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında birbirlerine  haksız ve hukuksuz yere sırf kendi güçlerini daha da güçlü hale getirmek adına savunmasız ve masum halklara zulüm etmekten ve öldürmekten geri durmuyorlar.

Peki bu katliamlarda şehit olan kadın, erkek ve mahsum çocukların haklarını kim savunacak.
Muhakkak ki hak yolunda ve mahsum bir şekilde ölenler şehittir.

Katil ve terör devleti İsrail'in bu vahşetine bir an önce son vermesi gerekmektedir. Aksi halde diğer müslüman ülkelerinin bu savaşa dahil olması halinde İsrail diye bir yer kalmayacaktır.
Bütün insanlık tarihi içinde bir kara leke olarak kalmaya devam edecekler. 

24 Eylül 2023 Pazar

ASİMİLE OLMAK

Biz bireyler olarak içinde var olduğumuz toplumun, sosyal yaşamın ve tabii olduğumuz milletin değerleri ve kültürleri ile yaşamımızı devam ettiririz.

Bu yaşam biçimi dünyanın en ilkel toplumlarında dahi bu şekilde olmaktadır.  Yaşamlarımız boyunca öğrendiğimiz bilgi, beceri, davranış, ahlak ve din birlikte yoğrularak bir toplum kültürünü oluşturmaktadır. 

Bizlerin de içinde bulunduğu Türkiye devleti çok geniş coğrafyada yer almakta ve bir çok toplum (millet) ile eskiden beri gelen bir tarihsel etkileşim içinde. 

Bu etkileşim toplumların çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli olmasını ortaya koymuştur. 
Günümüzde ise bu etkileşim küreselleşme ile birlikte sınırların ötesine geçmiş bulunmaktadır. Gelişen iletişim teknolojileri sayesinde dünya küçük bir kasaba haline geldi. 

Bu sebepledir ki kültürlerin, toplumların örf ve adetleri de birbiri içine girerek büyük bir yozlaşmayı ve asimilasyonu beraberinde getirdi. 

Peki nedir bu asimilasyon? 

Özellikle bir devletin veya toplumun gelenek ve göreneklerini kaybederek başka bir topluma ayak uydurması anlamı asimile olmak anlamına gelmektedir.

 Bir toplumun yaşam biçimini yok ederek başka toplumun yaşam biçimine ayak uydurmak ve onlara alışmak gibi anlamları taşımaktadır.
Toplumları ayakta tutan  örf, adet, kültür, dil ve din gibi sosyal dokunun temel taşlarını korumak biz bireylerin en önemli vazifesidir.
 
Aksi takdirde gelecek nesiller kültürü, dili, örfü ve adeti olmayan toplumlar haline dönüşmekte. 

Çok acil olarak fabrika ayarlarımıza dönmeli ve kendi yaşadığımız toplumun değerlerine, kültürüne ve yaşam biçimine uygun bir metod ile yeniden inşa etmeliyiz yeni bireyleri. 

Vesselam. 

4 Eylül 2023 Pazartesi

YOLA REVAN OLMAK

Biz insanlar bir çok sebepler ve amaçlar uğruna günlük yaşammımız içinde her an bir hareket ve yolculuk halindeyiz. Bu yolculuk halimiz bazen düşünce dünyamız içinde de gerçekleşir. 
Düşünce dünyamızda son sürat bir otomobil ile gideriz uçsuz bucaksız bir yol boyunca. 

Düşüncelerimizin bizi çıkardığı bu hızlı yolculukta bir çok yaşanmış olaylar ve insanlar tekrar tekrar gözümüzün önünde canlanır ve içimizden şu geçmektedir. Keşke onu bu şekilde yapmasaydım veya bir şansım daha olsa bu hatayı yapmazdım diye. 

Oysa ki çıkmış olduğumuz bu hayat yolunda yolcu olan bizlerin eline sadece gidiş bileti tutuşturuldu. Geri dönüşe ait elimizde bir bilet bulunmamakta. Oysa gerek beraber gerekse farklı zaman dilimlerinde içinde yolculuk yaptığımız şu dünya otobüsünde bir çok tanıdığımız veya tanımadığımız kişiler yolculuklarını tamamladılar. 

Yolculuklar kimi zaman zor ve hüzünlü olmakla beraber kimi zaman ise kavuşma ve sevinç dolu olmaktadırlar. Yolcuyu bekleyenler için. 

Yola koyulmadan önce yapılmalı tüm hazırlıklar. Arkada, ötede ve beride bırakılmamalı mahsun bir yüz, mutsuz ve kırık bir kalp. Ya onarılmalı yada helallik alınmalı o kırık kalbin ve muhsun yüzün sahibinden. 

Artık yavaş yavaş çıkılmalı varılmak istenen menzile doğru. Yola revan olunmalı yolu ve yolcuyu bekletmeden. 

Heybemizi doldurulmalıyız yolculuk öncesinde sevgiye, iyiliğe, barışa ve merhamete dair ne varsa. 
Atmalıyız üzerimizde yük olacak nefrete, kötülüğe, adaletsizliğe, kine ve düşmanlığa dair ne varsa. 

Kalın sağlıcakla. 
Vesselam. 


28 Temmuz 2023 Cuma

Hastalığı yok etmek mi? Yoksa hastayı iyileştirmek mi?

Hastalığı yok etmek mi? Yoksa hastayı iyileştirmek mi?

Hastalık insan, hayvan, bitki ve her türlü canı varlığın yapısındaki normal  akışın bozulması, tahribata uğraması olarak tanımlayabiliriz.

Gözle, cihazla, ve makinelerle görebildiğimiz, tespit edebildiğimiz hastalıklar olduğu gibi. Görmekte zorlandığımız, tespit edemediğimiz bir çok hastalık türü bulunmaktadır.

İster bedeni hastalık olsun, isterse ruhi hastalık olsun bunları kökten bir şekilde yok etmemiz mümkün değildir. Her şeyin yaratıcısı olan yüce Allah hastalık vesilesiyle bizlere kendisini hatırlatan, acizliğimizi gösteren sebepler ortaya koymaktadır.

Bundan dolayıdır ki hastalıkları yok etmemiz mümkün olmamakla birlikte onları şifa dairesi içerisinde iyileştirmek daha makbul olacaktır.
Kalbi, ruhi ve bedeni hastalıkların şifa kapısı her daim açıktır yeter ki o kapıyı usulünce çalmayı bilelim. Biz kapıyı usulünce çalarsak mutlaka açan biriside olacaktır.

Dünya hayatımız boyunca  küçük büyük bir çok badireler, hadiseler ve hastalıklar bedenimizde ortaya çıkıyor. Bazılarından acı, ızdırap ve ağrılar ile haberdar olmakla birlikte, bazılarından ise hiç haberdar dahi olmadan geçip gidiyor.

Bundan dolayıdır ki hastalığı yok etmek için savaş açmak yerine hastalıkla şifa dairesi içerisinde iyileşmek yoluna gitmek daha makbul olacaktır.

Cenab-ı Allah bedenimizde ve kalbimizde bulunan bütün zâhirî ve bâtınî hastalıklarımıza şifa bulması dileğiyle.

Kalın sağlıcakla.
Vesselam. 

22 Mayıs 2023 Pazartesi

İNSAN BEDENİNİN KUTSALLIĞI

İNSAN BEDENİNİN KUTSALLIĞI
İster kadın olsun ister erkek, aklını kullanarak bir eserler ortaya koyamayanlar bedenlerini kullanarak namahrem olan bedenlerini sergilemekten geri durmuyorlar.
Oysa insan bedeni bir şeylerin aleni olarak sergilendiği ve sergiletildiği sergi salonu değildir.

Büyük bir mucize eseri olarak Cenab-ı Allah tarafından küçük bir hücreye sığdırılan ve ruhun dünyadaki kalıbı olan insan bedeni ister dişi olsun ister erkek  çok kutsal bir emanettir.

Bu emanetin süresi doğum ile başlar, ölümle de sona erer ve bu süre boyunca bizlerin dünya hayatında ebedi olan ruhumuzun geçici mekanıdır.

Bu sebepledir ki bizlerin tam manası ile sahibi olmadığı bir varlık üzerinde istediğimiz gibi tasarrufta bulunması çok yanlıştır.

Örneğin bir elektronik cihaz aldığımızda  bu cihazın yanında bizlerin bilgilenmesi adına yapısını, işleyişini, görevini ve kullanım süresini anlatan kullanım klavuzu verilmektedir.
Tam da  bu manada yüce yaradan Cenab-ı Allah kitabımız Kur'an-ı Kerim'de insan bedeninin  yapısını, işleyişini, amacını ve kullanımı ile ilgili bizlere hem bilgi vermiştir hemde sorumluluklarımızı bildirmiştir.
Kaldı ki değerli peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) hem yaşantısı ile hem sözleri ile bizler için çok iyi bir örnek olmuştur.

Örnek ayetler;
Kur'an-ı Kerim, insanlara verilen rızıkların temiz ve helâlinden yenilmesini emretmekte (Bakara 2/172)
Hz. Peygamber (asm)’in iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve zararlı şeyleri ise haram kılmak üzere görevlendirildiğini bildirmektedir.
 (Araf,7/157)
“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” (Bakara, 2/195)
Kendi kendinizi öldürmeyin." (Nisâ, 4/29 ))

Örnek hadisler;
“Bazen oruç tut, bazen de tutma. Gece hem ibadet et hem de uyu. Çünkü vücudunun senin üzerinde hakkı vardır.” (Müslim, Sıyam:18

Kuvvetli mü’min zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir.” demiştir. (Müslim, Kader 34)

“Allah her şeyde / her konuda ihsanı / iyi davranmayı emretmiştir. Kim kendine veya başkasına zarar verirse, iyi davranmamış ve Allah’ın ihsanla ilgili emrine aykırı hareket etmiş olur.” (Müntedeyatu mevkii’l-Ezher)

Her şey bu kadar açık bir şekilde anlatılmış ve belirtilmiş iken bu değerli hazinemizi hem dünya işlerimiz adına hemde  eğer ki inanıyorsak ahiretimiz adına daha verimli, sağlıklı ve bilinçli bir şekilde kullanmalıyız.

Yaşadığımız dünyada gün geçtikçe insan modelleri üzerine bazı deneyler ve biçimsel çalışmalar yapılmakta ve bu yapılan modellemeleri de masum göstermek adına sosyal medya imkanları ile moda, trend ve özgür yaşam biçimi gibi isimlerle gençler üzerinden toplumlara empoze edilmeye çalışılıyor.
Ne akla, ne bilime, ne de sosyal yaşantımız ve dinimizle uyuşmayan  bu tarz düşünceler ve akımlarçerçevesinde hareket edip bedenimizin kutsal ve özgün yapısına zarar vermeyelim ve değiştirilmesine müsade etmeyelim.

Kalın sağlıcakla... 

Sizin El Üstünde Taşıdıklarınız Sizi El Üstünde Taşıyor Mu?

Sizin El Üstünde Taşıdıklarınız Sizi El Üstünde Taşıyor Mu?  Bu sabah haberleri okuduğum bir internet sitesinde karşıma ilginç ama dikkat ç...